Kısa Kelimeler İle İletişim Kurun Hayal Gücünüz Gelişsin
Kısa kelimeler – “Kazanan Yalnızdır” kitabında, dünyaca ünlü romancı Paulo Coelho, “Bütün dillerde en önemli kelimelerin hepsi de kısa. Örneğin ‘Evet, Aşk, Allah (İngilizce, Yes, Love, God, No) hepsi de söylenmesi kolay. Evrenimizdeki boşlukları dolduran kelimelerdir. Söylemekte zorluk çektiğim bir tek kısa kelime var. O da Hayır.” demektedir.
Gerçekten de öyle mi? Coelho’nun sözünü ettiği bir şey daha var: “Pazar araştırmaları halkın dört ila altı harflik kelimeleri veya isimleri kolay ezberlediğini gösteriyor; Fanta, Taylor, Burton, Davis, Woods, Hilton…” demektedir.
Gerçekten de böyle mi?
Evet, Coleho haklı. Günlük dilde sıkça ifade ettiğimiz kelimeler gerçekten de kısadır. Uzun kelimeler bile konuşma dilinde kısaltılır. Mesela “Evet” demek yerine “hı..hı..” deriz. İngilizce “Yes” kelimesi, konuşma dilinde anlamsız bir ses olan “Yeah!” şeklinde ifade edilir. Beynimizde canlandırdığı imajların sevimliliğinden dolayı, bazı kelimelerin hayatımızda önemli bir yeri vardır.
İlk öğrendiğimiz kelime “Anne”dir.
Kısa kelimeler – İngilizce “Mother” olmasına karşın, halk dilinde “Mum” (‘Mâm’ okunur) şeklinde kısaca söylenmektedir. Türkçede de “Anne” halk dilinde ‘‘Ana’’ olarak kısaltılmıştır. ‘‘Anne’’kelimesinin sıcaklığı, şefkati, merhameti, beslenmeyi, en çok sevilmesi gereken varlığı ve Allah’ı hatırlatır insana. “Anne” kelimesi bir annenin dünya hayatındaki tüm işlevlerini hatırlatır; kuşkusuz “Anne” deyince başkalarının annesi değil, kendi annenizin resmi beyinde görüntüye gelir.
“Anne” kelimesinden sonra “Baba” kelimesi de anne kadar beynimizde şekillenir. “Baba” kelimesi de tüm babalık fonksiyonlarını çağrıştırır. “Anne” merhametin, “Baba” rızkın ve himayenin sembolüdür insanlık genlerinde. Besmeledeki Rahman ve Rahim kelimelerinin yansıdığı aynadır, bu iki imaj.
En yakın kelimeleri saymakla bitiremeyiz. Anıldığında, yüzümüzde gülücükler belirginleştiren, sevilmemesi imkânsız kelimeler vardır.
Söz gelimi “Aşk” dediğimde kalbiniz kıpırdanır;
“Para” dediğimde eliniz cebinize doğru koşar.
“Bebek” dediğimde elinizin içi kaşınır; okşanası bir yavru bekleriz.
“Dost” denilince en çok özlediğiniz bir dostunuzun yüzü belirir hayalinizde.
Her neyse, saymakla bitmez; en yakın akraba unvanları da en fazla iki hecelidir: “Amca, Hala, Dayı, Teyze, Abla, Dede, Nine, Kardeş”.
Öte yandan hayat hep olumlu anlamlı kelimelerle değil, olumsuz anlamlı kelimelerle de inşa ediliyor; bunlar genelde sevimsiz imaj sahibidir ve sevilmezler.
Coelho “Hayır-Evet” kelimelerinin yorumunda şunları ifade ediyor: “Hayır kelimesinin kötü bencil tatsız bir şöhreti vardır. Evet, dediğinizde ise cömert, anlayışlı, kibar olduğumuzu düşünürüz.’’
Kısa kelimeler – Her şeyin uzunu makbuldür, ama gelin görün ki, şu kısa hayatta kısa kelimeler kullanmak daha makbul. Zaten teknoloji de bizi zorluyor buna; özellikle cep telefonu, kısa mesaj, Twitter, Facebook… gibi araçlar sizin alabildiğince kısa ama özlü kelimeler kullanmanızı gerektiriyor. Coleho’nun deyimiyle, olabildiğince az kelimeyle çok anlamlar ifade edebilme sanatının yaşandığı bir çağdayız;
Son sözümüz şudur: Şu kısa hayata uzun metrajlı kelimeler kullanıp kendinizi yormayın. Ömür kısaysa kelimeleri de kısaltın; kelimeleri kısaltırsanız, eskilerin deyimiyle “israf-ı kelamdan (söz israfından) kaçınmış olursunuz.
Liderler, büyük insanlar az ama öz konuşmuşlardır; konuşmalarında kısa kelimeler kullanmışlardır.
Eğer kısa kelimeler ile dolu yaşam sürerseniz, mutlaka “Ben de seninle gelebilir miyim?” diyen birileri çıkar.
